BİREYSEL DANIŞMANLIK

Danışmanlık ve psikoterapi süreçleri, farklı bakış açıları ve yeni deneyimler sağlayarak bireyin psikolojik sıkıntılarında azalma, davranışlarında değişme ve “büyüme-gelişme” amacı güden bir beceri kazandırma sürecidir. Temel amaç; kişinin yaşamsal zorluk alanlarına ilişkin farkındalık kazanmasına ve başa çıkma becerilerini güçlendirmesine yardımcı olmaktır ve bu süreç tek tip olmamalı, kişiye ve soruna özel yeniden düzenlenmelidir.

İyi iletişim yeteneği olan bir birey, yaptığının “psikoterapi” olduğunu düşünebilirken ve çoğu kişi psikoterapi'ye gittiğinde “yol gösterme”, “akıl-öğüt verme”, “yönlendirme”, “rahatlatma” veya “içini boşaltma-herşeyi anlatma” gibi alturistik bir insandan beklenebilecek tutum ve davranışlarla karşılaşacağını varsayar. Oysa, psikoterapi'de bazen “rahatlatıcı” bir teknik kullanılırken, bazen de başvuran kişinin problemleri ile yüzleşerek gerginliğinin geçici olarak arttırılması gerekmektedir.

Değişim farklı basamaklarda gerçekleşebilmektedir.

1-Davranış değişimi,

2-Düşünce değişimi,

3–Kişilerarası iletişim biçimi değişimi,

4- Aile içi çatışma çözümü,

5– Kişilik yapısında değişiklik..

Bireyin psikoterapiye uygunluğu ve uygulanacak yöntem terapist tarafından değerlendirilir. Psikoterapiye katılma kararı isteğe bağlıdır; kişinin rızası varsa yapılabilir. Psikoterapi esnasında konuşulanlar gizlidir ve hastanın “gizlilik” hakları hem etik hem de hukuk tarafından korunmaktadır. Öte yandan, hastanın kendine yada çevresine zarar verme potansiyeli var ise psikoterapist bu gizlilik ilkesini bozabilir; buradaki amaç hastanın zarar görmesinin engellenmesidir.

Psikoterapiye katılan birey kullanılacak terapinın adı ve yöntemi, amacı ve terapi sonunda ne beklenebileceği konusunda ilk yada ikinci seansta bilgilendirilmelidir. Terapiye girecek bireyin sözkonusu terapiyi ve terapiyi yapacak kişinin özgeçmişini, yayınlarını incelemesi aklıllıca bir yaklaşımdır.

Psikoterapi; Uygulamada ortak özellikler nelerdir?

Uygulanan tekniklerdeki farklılıklar her okulun kendi yöntemine paralel bir psikoterapi tanımına yol açmıştır; öte yandan, tüm psikoterapiler için ortak özelliklere dayanarak bir tanım yapmak da mümkündür.

Psikoterapi, eğitimli kişinin, karşıdakinin onayı ile uyguladığı bir tedavidir. Amaç, bireyin, hastalık belirtilerine ve davranışlarına müdahale etmek ve kişisel gelişimini desteklemektir.

Psikoterapi uygulamaları yüksek oranda “eğitim” içermesine ve “eğitim” kişinin gelişimini sağlama amacı gütmesine rağmen, eğitim, tek başına, bir psikoterapi olarak kabul edilmez. Kalp krizi geçiren bir kişi, sigara ile kalp krizi arasındaki bağlantı konusunda eğitildiğinde, öğrendiklerinin etkisi ile sigarayı bırakabilir; bu eğititimin bir etkisidir. Psikoterapi, bu kişi sigarayı bırakamadığında devreye girer. Kişinin, sigara içme davranışını sürdüren etmenler konusunda içgörü ve başetme becerisi artırılarak, örneğin, oral bağımlı kişilik yapısının farkına varması ve/veya kaygı ile başetme becerisi kuvvetlendirilerek, sigarayı bırakması sağlanırsa psikoterapi'den sözedilebilir.

Psikoterapi eğitimli kişi yada kişiler tarafından yapılır. Psikoterapist adayı çoğunlukla psikoloji, tıp, sosyoloji, sosyal hizmetler veya psikolojik danışma-rehberlik gibi alanlarda lisans eğitimi tamamladıktan sonra psikoterapi alanına yönelir ve ek uygulamalı eğitimler alır. Psikiyatri asistanlığı, klinik psikoloji master-doktorası, eğitim veren hastanelerin yataklı psikiyatri sevisleri gibi ortamlarda psikoterapi eğitimi alınabileceği gibi özgün bazı psikoterapiler konusunda eğitim ve sertifikasyon veren uzman kişilerden de psikoterapi öğrenilebilmektedir.

Psikoterapi eğitimi almış kişilerin ortak özelliği bireyi dinlerken “yansız, yüksüz, yargısız” kalabilmeleridir. Başvuran birey, politik bir eğilimden sözettiğinde, genel ahlaki kurallar açısından “uygunsuz” bir davranışını dile getirdiğinde veya saldırgan dürtülerinden dem vuırduğunda, ancak iyi yetişmemiş bir psikoterapist “yanlı (o partiden ben hiç hazetmem !)”, “yüklü (utanmadınmı hiç...)” veya “yargılayıcı (anneye öyle yapılır mı hiç!)” tepkiler verir.

Bireyin psikoterapiye uygunluğu ve uygulanacak yöntem terapist tarafından değerlendirilir. Psikoterapiye katılma kararı isteğe bağlıdır; kişinin rızası varsa yapılabilir. Psikoterapi esnasında konuşulanlar gizlidir ve hastanın “gizlilik” hakları hem etik hem de hukuk tarafından korunmaktadır. Öte yandan, hastanın kendine yada çevresine zarar verme potansiyeli var ise psikoterapist bu gizlilik ilkesini bozabilir; buradaki amaç hastanın zarar görmesinin engellenmesidir.

Psikoterapiye katılan birey kullanılacak terapinın adı ve yöntemi, amacı ve terapi sonunda ne beklenebileceği konusunda ilk yada ikinci seansta bilgilendirilmelidir. Terapiye girecek bireyin sözkonusu terapiyi ve terapiyi yapacak kişinin özgeçmişini, yayınlarını incelemesi aklıllıca bir yaklaşımdır.


M+ Psikoloji Merkezi'ne Ulaşım

Uğur Mumcu Caddesi 13/1, GOP/Ankara

0 (506) 764 40 00